Köşe Yazısı

17 Şubat P.K.K. Terörü

17 Şubat P.K.K. Terörü

ocalan-talatsalk-120092h

            Talat ŞALK

  Emekli Cumhuriyet Savcısı

  tsalk@kesanpostasi.com

 

17 Şubat’ta Ankara, P.K.K.’nın canlı bomba saldırısıyla sarsıldı.Saldırının askeri hedef aldığı açıktır.Ordumuzun idare merkezine çok yakın olan noktada mesai saati bitiminde askeri servis araçlarına yapılmış, 29 asker, sivil personel şehit olmuş, 60 kişi de yaralanmıştır.

Silahlı kuvvetlerimizin 24 Temmuz’da başlattığı ve halen devam eden operasyonlarında P.K.K. büyük kayıplar vermiştir.Bu sebeple askerimizin ve polisimizin kahramanca devam ettirdiği operasyonların durdurulmasını, müzakerelere başlanılmasını, yani yeniden açılım sürecine dönülmesini istemektedir.

17 Ekim günü yapılan canlı bomba saldırısının nedeni budur. Türkiye’yi yıldırmak, müzakere sürecinin yeniden başlamasını sağlamak için yeni saldırılar yapmayı deneyebilirler.

 

Hatip Dicle bir konuşmasında;“Devletin bu tutumu sona ermezse, gerilla şehir merkezlerine inecektir.”  Cemil Bayık;“Güvenlik güçlerinin operasyonlara devam etmesi halinde dağlarda bulunan P.K.K.’lılar şehir merkezlerine iner,”  demişlerdir.

Açılım süreci Türkiye’ye pahalıya malolmuştur. Terör örgütünü muhatap almak, barış ve kardeşlik projesi adı altında açılım sürecini başlatmak hata idi. O hatasının karşılığında Türkiye şimdi ağır bedeller ödemektedir.

Bu sebeple Türkiye bu tehditlere asla boyun eğmemeli, çözüm sürecine dönmek için, PKK ile müzakere etmeyi düşünmemeli, mücadeleyi sonuna kadar sürdürmelidir.

17 Şubattaki canlı bombanın Türk vatandaşı ve PKK teröristi olduğu kesinleşti. Burada P.Y.D.’yi masum göstermiyorum. P.Y.D., Suriye’deki PKK’dır ve kurucusu Abdullah Öcalan’dır. Türkiye’yi güneyinden kuşatmıştır. Türkiye için tehdit oluşturmaktadır. Yöneticilerimiz, PKK’nın 17 Şubat saldırısından sonra her konuşmalarında Suriye’yi suçlamaktadır. P.Y.D., Suriye toprakları üzerinde örgütlenmiş, kantonlar kurmuş, Barzani yönetimi gibi özerk bir statü kazanmıştır. Ancak P.Y.D.’yiBeşar Esad kurdurmamıştır. Esad ülkesinde başlatılan isyanda, isyancıların saldırıları karşısında zor durumda kalmıştır. Türkiye evvelce dost olduğu Esad’ı birdenbire düşman gibi görmeye başlamış, isyancılara katılmak için, dünyanın her ülkesinden gelen, ne oldukları belirsiz adamlara sınırlarını açmış, isyancılara katılmalarını sağlamıştır.

Halbu ki Beşar Esad’ın Türkiye ile ilişkileri iyiydi. Belki de Türkiye’nin düşman tavrı sebebiyle P.Y.D.’nin Suriye toprakları üzerinde örgütlenmesine ve kantonlar oluşturmasına ses çıkarmadı. Ayrıca şunu da düşünmek gerekir; P.Y.D., Suriye toprakları üzerinde kantonlar kurdu, özerk yapılanmaya gitti, ancak Esad’a karşı olan isyancılarla birleşmedi, tam tersine Suriye’nin bir kısım topraklarını işgal eden IŞİD örgütüyle çarpıştı.

P.Y.D.’nin Türkiye’nin güneyinde, özerk statü kazanmasına, Türkiye’nin yanlış dış politikası sebep olmuştur.

Suriye’de isyan başladığında Esad’a karşı takındığımız düşmanca tavır nedeniyle Suriye ile iyi ilişkileri bulunan İran ve Rusya’yı da gücendirdik. 24 Kasım 2015’de Rus uçağını vurmamızdan sonra Rusya’yı da karşımıza düşman olarak aldık. Rus uçağını düşürmekte belki haklıydık. Rus uçağı sınırlarımızı ihlal etmiş, yapılan ikazlara rağmen geri dönmemiş, angajman kuralları uyarınca vurulmuştur.

Rus uçağının vurulmasından sonra, Genelkurmay Başkanlığı ihtiyatlı davranmış, milliyeti bilinmeyen bir uçağın sınırlarımızı ihlal etmesi sebebiyle vurulduğunu açıklamıştır. Aynı basireti, sivil idarecilerimiz gösterememiş, Genelkurmay’ın açıklamasının hemen arkasından, sınırlarımızı ihlal eden Rus uçağının, angajman kuralları gereğince vurulduğu şeklinde bir açıklama yapmıştır. Bu açıklama yapılmasaydı, belki Ruslarla görüşmeler yapılır, uçağın milliyeti bilinmemesi sebebiyle vurulduğu anlatılır, ilişkiler bu kadar zora sokulmazdı.

A.B.D. müttefikimiz, İncirlik üssünü kullanıyor. İncirlik üssünden kaldırdığı uçaklarla P.Y.D.’ye yardım ediyor. Silah ve mühimmat veriyor. P.Y.D.’yi terör örgütü olarak görmediğini, hatta P.Y.D.’nin müttefiki olduğunu söylüyor. P.Y.D. terör örgütüdür. PKK ile organik bağ içindedir. A.B.D. de, P.Y.D.’nin terör örgtü ve PKK ile organik bağı olduğunu bilir. Ancak A.B.D., şu anda Orta Doğu’da kendi kara ordusunu kullanmak istememekte, kendi kara ordusu yerine P.Y.D.’yi kullanmaktadır. P.Y.D.’ninIŞİD’le savaşında İncirlik’ten kalkan A.B.D. Hava Kuvvetleri’ne ait uçaklar P.Y.D.’ye havadan destek vermektedir. A.B.D. bunu ilk defa yapmıyor. Birçok defa bugün de terör örgütü olarak kabul ettiği PKK’ya da yardım etmiştir. A.B.D.’nin PKK’ya yardımı, Türk Genelkurmay’ı tarafından da bilinmektedir.

17 Şubat saldırısı sebebiyle ne Suriye’yi, ne Rusya’yı ne de A.B.D.’yi suçlayalım. Soğukkanlı olalım. Komşularımız olan Suriye, İran ve Irak, yakın ilişki içinde bulunduğumuz Mısır ve Suriye ile ilişkimizi düzeltelim.

Türkiye içerde ateş altındadır. Dışardan da Türkiye’ye ateş gelmesini önleyelim. Herkes tarafından bilinmeli ki savaşa girmesinin, Türkiye’ye hiçbir yararı yoktur. Türkiye’nin savaşa girmesinden tek yararlanacak olan PKK’dır. Güvenilir müttefikimiz olmadığı anlaşılan A.B.D. ile ilişkilerimizi gözden geçirelim ve yeni politikalar üretelim.

Türkiye zor günlerden geçmektedir. Büyük milletimiz bu zor günlerin de üstesinden gelecektir.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL