ERDOĞAN DEMİR- 30 Ağustos Zafer Bayramı Keşan’da dün düzenlenen törenlerle kutlandı. Saat 10.00’da Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’nda çelenk sunma töreni gerçekleştirildi. Keşan Kaymakamı Cemalettin Yılmaz , 4.Mekanize Piyade Tugay Komutan..
ERDOĞAN DEMİR- 30 Ağustos Zafer Bayramı Keşan’da dün düzenlenen törenlerle kutlandı.
Saat 10.00’da Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’nda çelenk sunma töreni gerçekleştirildi.
Keşan Kaymakamı Cemalettin Yılmaz , 4.Mekanize Piyade Tugay Komutan Yardımcısı P.Albay Hüseyin Erdem Altıner ve Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’nun Atatürk Anıtı’na çelenkleri sunmasının ardından saygı duruşu gerçekleştirildi ve İstiklal Marşı okunması ile ilk tören sona erdi.
Resmi çelenk programının ardından siyasi partiler ve kurumlar tarafından Atatürk Anıtı’na çelenkler sunuldu.
Tören saat 10.15’te Keşan Kaymakamı Cemalettin Yılmaz’ın tebrikleri kabul ile 10.30’a kadar devam etti.
Saat 10.30’da törenlere Yılmaz, Altıner ve Helvacıoğlu tarafından halkın ve katılımcıların bayramlarını kutlaması ile devam edildi.
Kutlamanın ardından, günün anlam ve önemi ile ilgili Üsteğmen Süleyman Ünal bir konuşma yaptı.
Ünal konuşmasında şunları söyledi: “Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına temel teşkil eden 30 Ağustos 1922’de kazandığımız Büyük Zafer’in 101. Yılını ulusça kutlamanın haklı gurur ve heyecanını yaşıyoruz. Asil Türk Milleti kahraman Türk Ordusu ile birlikte varlığına ve vatanına kast edenlere karşı 101 yıl önce bugün kahramanlık ve şeref dolu tarihinden aldığı kudreti ile yeniden dirilerek topyekün bir varoluş mücadelesi sonucunda eşine tarihte az rastlanır bir zafer kazanmıştır. Aziz yurduna ve bağımsızlığına kast eden işgal kuvvetleri karşısında Türk Ordusu’nun ortaya koyduğu bir eser olan bu zaferin her safhası tek tek düşünülmüş, hazırlanmış ve yönetilmiştir. 1900’lü yılların başlarında meydana gelen büyük devletler arasındaki çıkar çatışmaları, dünyada gelişen fikir akımları, sanayileşme gibi gelişmeler sonucunda 1.Dünya Savaşı çıkmış, müttefiklerin aldığı ağır yenilgiler sonucu Mondros Mütarekesi imzalanmış, anlaşma ile 1000 yıldır üzerinde kan dökerek can vererek, yurt edindiğimiz Anadolu toprakları, o dönemin büyük devletleri ve bunların maşaları tarafından işgal edilmiş, ayrıca tarihine kara bir leke olarak geçen Sevr Anlaşması da ulusumuza dayatılmıştır. İşgal güçleri girdikleri her yerde adeta tarihi kinlerini kusarcasına, kadınımıza, yaşlımıza ve çocuklarımıza dünyada eşine az rastlanır,işkence, zulüm ve hakaretlerde bulunmuştur. İşte böylesine umutsuzca görünen, üzerimizde karabulutların dolaştığı bir ortamda Mustafa Kemal Atatürk ve onun dava arkadaşları bağımsızlık meşalesini yakarak, “Ya İstiklal Ya Ölüm”parolasıyla aydınlığa giden yolu aralamışlardır. Bu bağımsızlık ve aydınlık mücadelesinin ilk hedefi son neferine kadar düşmanı güzel ve kutsal vatanımızdan atmak şeklinde belirlenmiştir. Özellikle Sakarya Meydan Muharebesi’nde de hedefimize ulaştığımıza muktedir olduğumuzu, milletimizin istiklali uğruna kanımızın son damlasına kadar mücadeleye devam edeceği ispatlanmıştır. Artık dünyanın en kahraman, en savaşçı milletine düşen görev düşmana son darbeyi vurmak olmuştur. Mustafa Kemal Paşa’nın başkomutanlığı altında, Türk kuvvetleri düşmana beklenmediği yerden taarruza geçerek stratejik sahada düşmanı aldatmayı başarmışlar. Avrupalıların 5-6 ayda geçilemez dediği Afyon mevzilerini 3 günde geçerek 30 Ağustos’a gelindiğinde önemli bir bölümü imha edilmiştir. Bu büyük zafer ile düşmana son darbede vurulmuştur. Ardından icra edilen taarruz harekatı ile de 9 Eylül’de düşman İzmir’de denize döküldü. Dünya tarihçileri Büyük Taarruz için şu ifadeyi kullanmıştır. Türkler Mohaç Meydan Muharebesi’nden 100 yıllar sonra yine parlak bir imha muharebesi kazandılar. Bu muharebelerde Türk Ordusu çok kısa bir sürede kendisinden üstün bir düşman kuvvetinin büyük bir bölümünü imha ve esir etmiştir. Asker açıdan bir diğer öenmli hususu da günün şartlarında bir ordunun 10 günde 500 kilometrelik mesafeyi yaya olarak ve savaşarak kat etmesidir. 30 Ağustos’un gerçek anlamı ve önemini büyük zaferi ikinci yıldönümünde Dumlupınar’ın Çaltepesi’nde yapılan törende Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği söylevde görüyoruz. Hiç şüphe etmemelidir ki Türk Devleti’nin genç Türk Cumhuriyeti’nin temeli burada taçlandırıldı. Bu sahada akan Türk kanları, bu semada uçan şehit ruhları, devlet ve cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır. Harpler yalnız karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Meydan muharebesi milletlerin bütün varlığıyla, ilim ve fen alanındaki yükselmeleri ile ahlakları ile kültürleri ile kısaca bütün maddi ve manevi kuvvetleri ile çarpıştığı bir imtihan meydanıdır. İşte kazanılan zaferi muhteşem kılan unsur harbin kadın, çocuk, yaşlı demeden milletçe topyekün icra edilmiş olmasıdır. Türk Ulusu bu meydan da da Ulu Önder’in liderliğinde alnının akıyla çıkmayı başarmıştır. Türk tarihine alton harflerle yazılan bu zaferin önemli askeri ve siyasi sonuçları olmuştur. Bu sonuçların günümüzde de yansıması olduğu gözlemlenmektedir. Bu zaferler Türk Ulusu’nun son neferine kadar yok edilmedikçe Türk’ün istiklalilinin elinden alınmayacağı, Türklerin yalnız askerleri ile değil milleti ile topyekün olarak savaştıkları bir kere daha ispatlanmıştır. 30 Ağustos Zaferi Türk Ordusu’na Türk Silahlı Kuvvetleri Günü olarak armağan edilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin huzur ve bekasını sağlamak, bölgemizde ve dünyada barışın sürekli tesisine katkıda bulunmak için tarihinde, milletinden aldığı güçle modern harp silah ve tesisatıyla, güçlü ve dinamik personeliyle muassır yüksek eğitim seviyesiyle, azimli ve muzaffer kademesiyle dostlarımızın ve ülkemizin güvencesi, düşmanlarımızın korkulu rüyası olmaya devam etmektedir. Dünyanın sayılı askeri güçlerinden birisi olan Türk Silahlı Kuvvetleri her zaman her yerde ve her şartta verilecek görevleri ifa ya hazırdır. Milli egemenlik, milli şuur ve tam bağımsızlık esasına dayanan Atatürk ilkeleri bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de Türk Silahlı Kuvvetleri rehber olmaya devam edecektir. Bu kutsal ve tarihi gün vesilesi ile ulusça başta Ulu Önder Atatürk olmak üzere dava arkadaşları ve aziz şehitlerimiz ile ebediyete intikal eden gazilerimizi rahmetle anıyor, hatırları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyor, şükranlarımızı sunuyoruz. Ruhları şad olsun.”
Konuşmanın ardından Keşan Belediyesi Halk Oyunları ekibi gösterisini sundu.
Konuşmanın ardından törenler; askeri birlikler, Sardos ve Keşan Motosiklet Kulübü’nün geçişleri ile sona erdi.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)