Köşe Yazısı

ASKER

ASKER

Kimdir? ESK’r nedir?

Mensubu olmaktan şeref ve mutluluk duyduğumuz mesleğimizin; taşıdığı özellikler ve bizlere tevdi ettiği sorumluluklar, bunlara ait sözcüklerin baş harflerinden oluşan ASKER ( Türk Askeri) kelimesinin için de toplanmıştır.

Kelimenin aslı Arapça olup yazılışı ESKR’dir. Bilahare dilimize ASKER olarak yerleşmiştir. ORDU deyimi ile birlikte öz malımız olmuştur.

ASKER- (ESKR) kelimesi mensuplarından beklediği hasletleri ifade etmekte her bir harfin kapsadığı anlam; Kelimenin ilk harfi olan “E”  ULVİYET-İ RUHUYE anlamını taşır.

Bu deyim her şey den önce askerin yüksek bir RUH yapısına sahip olduğunu ifade eder. Bu ruh yüksek duygu ve karakteri gösterir.

Bu ocakta askerleri; şan, şeref, haysiyet, namus, bayrak, vatan, millet ve hürriyet gibi yüksek duygularla yoğurularak hayatı ve ölümü bile hiçe sayan bir yüksekliğe ulaştırır.

ESKR kelimesinin “S” harfinin ifade ettiği anlam ise: SELAMET-İ FİKRİYE’dir. Asker sağlam muhakemesi ile daima doğru FİKRİ bulur ve savunur.  Bir Asker için doğruluk ve mertlik esastır. Her türlü olumsuz fikir, bu fikir sağlamlığı karşısında erir ve kaybolur.

Asker Kelimesindeki “K” harfi ise KERAMET-İ TABİYE’dir.  Bu deyim taktik buluculuk ve seziş anlamına gelir. İlmi esaslara dayanan buluculuğu ve insiyatifi esas alan askerlik sanatı en açık ifadesini tabiye ( taktik ve strateji) kaidelerini en iyi şekilde bilmek ve uygulamakla kendini gösterir.(ST-7/10-B)

ASKER kelimesindeki son harfi olan “R” harfi ise RİYAZAT-I BEDENİYE vücut sağlığı demektir. Askerin vücut yapısı her türlü tabiat şartlarına, yokluk ve zorluklarına alışmıştır. Kimseye askerlik dersi de verecek değilim, değiliz de.

Ancak “Her Türk Asker Doğar”, veciz ifadesini ATAMIZIN  “Ne mutlu Türk’üm diyene” veciz ifadesi ile sahiplenen her Türk vatandaşının sahip olduğu hiçbir milletin askerlerinde olmayan olması da mümkün olmayan Bu haslet anaların kınalı kuzularında var olduğunu bilen bilmeyenlere anlatmıştır. Cenk meydanlarında Türkiye’nin kurtuluş savaşındaki cengâverlikleri ile şehit ve gazilerimizle…

Şimdi mi? Öz de değişen bir şey yok. Yok da… Ne var K. Hükmündeki Karar ve kararnamelerle uzun dönem, kısa dönem, bedelli mi, Beden-i ile mi Bedelli diye süresini benim bile ( E. Alb. Olmama rağmen karıştırdığım rakamlar), karıştırmadığım bir husus varsa; BEDELLİ mi BEDENi ile mi evet… Ne kadar TL verip… ? Güne indirgenen süre de bu ise; Bedelli ödeyerek ile Askerlik yaparak BEDENini kurtaramayan ŞEHİT verdiklerimiz.

Bedelli yapan hiç kimseye lafım sözüm olamaz, KANUN ÇIKMIŞ, herkes bu işi kanununa uydurarak yapar veya yapmaz…

Belki de şartlar bana uyarsa, ben de kanuna göre askerlik görevimi yapar mıyım? Yapmaz mıyım? Bilinmez…

Ancak; çıkan, çıkartılan kanun; HAK, HUKUK, ADALET derken, mükellefiyet olan ASKERLİK borcunu canını vererek ŞEHİT olanlar ile (…   TL) bedeli ödeyerek ASKERLİĞİ bitirenlere bir şey diyemiyor ve de yorum yapmıyor, yapamıyorum…

 

 

Bu konuda gerek meslek durumu, gerek maddi durumu, gerek sosyal durumlar, gerekse Silahlı Kuvvetlerde olması gereken Asker mevcudu ile süre durumu taktik stratejik konu ve durum olarak askerlik süresinde yeniden hesap kitap yapılabilir diyorum. Örnek eskiden bildiğim kadarıyla, J. Gn. K. da ve K.K.K.’da  24 ay sonra 18 ay,  J.da 2,5  yıl, Denizcilerde  de 24 ay süre  vardı.

ASKERLİK bir meslek değil, olmadığı da bilinmelidir. ASKERLİK BİR YAŞAM TARZI olduğunu da ayrıca müteakip yazımda, yaşantımızla değerlendirip, edinilen tecrübelerle aktarmaya çalışacağım.

Askeri okulların kapatılması nasıl bir hata ise; adli yargılamalar sonucu hata yapanların okuduğu hukuk fakültelerinin de kapatılması düşünülemez.

Komutanlarımızı yargılayanlar karar verenler nerede Avrupa’da, USA’da mı ne kazanır ne yer ne içer. Suç ve suçlu varsa suçluların cezalandırılması kim olursa olsun gerekir.

Askeri Okulların / Liselerin kapatılmasını da ayrıca eleştirmek gerekirse, genç yaşta, Askeri nosyon ve motivasyonu, bu işe gönül vereceklere aşılanacaksa West Point ( USA)  ve diğer bazı devletlerde bu örnek uygulamaları tatbik etmek gerekir.

Şayet hata yapan, yanlış yapılan her uygulamadan sonra; okul kapatmak uygulanır, hatalar bir camiaya yüklenip teşmil edilirse: O zaman yanlış yargılamalar neticesinde, hukukun üstünlüğü diyerek, yargılamadan 2-3 yıl hapis yatanların günahını kim/kimler çekecek? Yargılananlar ve O hapis yatan Komutanlarımız, Askerlerimizden beraat edenler kaybolan yıllarını neyle telafi edecek bu hatayı yapan savcılardan halen Avrupa’da hakimlik mi Avukatlık mı ne yapıyor bilemem Zekeriya ÖZ ve ismini yazamadıkların hatalı kişiler yüzünden Hukuk fakültelerini mi kapatalım? Cevabım; Asla!…

Kapatma, yasaklama değil,; doğruyu uygulayalım doğru tektir. Aklın yolu birdir. O halde Hukuk’u adaleti koruyup yaşatalım. “ Zira,  Adalet mülkün temelidir.” Eğer adaleti öldürürsek devleti de milleti de öldürürüz.

 

 

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL