14 ve 28 Mayıs seçimlerinin ardından partilerde tekrar milletvekili adaylıkları ile ilgili tartışmaları yaşanmaya başladı. Özellikle CHP’de milletvekilliği ve diğer adaylıklarda önseçim yapılmaması tartışmaları yaşanırken 5 Ocak 2020 tarihinde yazdığım..
14 ve 28 Mayıs seçimlerinin ardından partilerde tekrar milletvekili adaylıkları ile ilgili tartışmaları yaşanmaya başladı.
Özellikle CHP’de milletvekilliği ve diğer adaylıklarda önseçim yapılmaması tartışmaları yaşanırken 5 Ocak 2020 tarihinde yazdığım ve delegeliğin sona ermesi ve önseçim yapılması ile ilgili yazdığım bir köşe yazısını ufak tefek bir ekleme ile siz sevgili okurlarımla bir kez daha paylaşmanın doğru olacağını düşünüyorum.
Hep şunu düşünmüşümdür, partilerde neden seçimlerde sadece delegeler oy kullanmaktadır.
Partiler niçin tüm üyelerinin oy kullanmasından korkmaktadır.
Örneğin ilçe kongresi, il kongresinde ve büyük kongrede niçin bütün parti üyeleri oy kullanmasın.
Delege sistemi bence hiç doğru olmayan bir düşüncedir. Delegelerin yerine bir partinin tüm üyeleri oy kullansa ne olur? Bunu cidden merak ediyorum.
Örneğin x partisinin ilçe kongresinde o ilçede üye olan bütün üyeleri, il kongresinde bütün üyeleri ve büyük kurultayda her ile ilçeye sandık konulsun bütün üyeleri oy kullansın.
Bu şekilde seçilecek ilçe başkanı, il başkanı ve genel başkanın çok daha güçlü bir destekle seçilmesi onları daha güçlü yapacaktır.
Bu sistem için de siyasi partiler yasasında veya tüzüklerinde “Partilerin ilçe, il ve büyük kongrelerinde bütün üyeler oy kullanacaktır, belediye başkanı adayları, milletvekili adayları, il genel meclis üyesi adayları önseçim ile belirlenir” cümlesinin eklenmesi yeterli olacaktır.
Böylece delege kavgaları, kırgınlıklar ve küslükler de ortadan kalkacak. İlçe başkan adayları, il başkan adayları, genel başkan adayları, belediye başkan adayları, il genel meclis üyesi adayları, belediye meclis üyesi adayları bunu bilerek yarışa girecekler ve sadece delegelerle değil tüm üyelerinle bu yarışın içinde olacaklardır. Böylece üyelerde ben ilçe başkanımı, il başkanımı, genel başkanımı, milletevekili adayımı,belediye başkan adayımı, il genel meclsi üyesi adayımı, belediye meclis üyesi adayımı seçmekten sorumluyum diye düşünecek ve sorumluluklarının kendilerinde olduğunu da bileceklerdir. Bu da parti üyeliğinin bile çok önemli olduğunu ortaya koyacaktır. Delegelerin seçtiği ilçe başkanı, il başkanı ve genel başkanı beğenmemek gibi bir durumda ortadan kalkacaktır. Çünkü seçilen ilçe başkanı, il başkanı ve genel başkan beğensek de beğenmesek de bütün parti üyelerinin oyları ile seçilmiş olacaktır.
Bu sistem kabul edildiği takdirde bir üye de; ben genel başkanımı, belediye başkan adayımı, milletvekili adayımı, il genel meclis üyesi adaylarını, belediye meclis üyesi adaylarını, sendika başkanımı, seçtim diyerek üyeliğini önemli olduğuna inanacaktır.
Ben buradan siyasi partilerimizin sayın genel başkanlarına bir çağrıda bulunuyor ve bu sistemi Türkiye’nin siyasi partiler yasasına kazandırmaları için öneride bulunuyorum.
Tabi bu sistemin sadece partilerde değil sendikalarda da, oda, borsalarda da uygulanmalı ve bu sistemin daha şeffaf bir seçin sistemi olduğu aşikardır.
Bu sistemin getirilmesi partilerin, sendikaların, oda ve borsaların üyelerinden korkmamaları gereği de ortaya çıkacaktır.
Ben bu sistemin getirilmesi ile ülkemizde daha güçlü siyasi parti ilçe başkanları, il başkanları, genel başkanlar, belediye başkanları, il genel meclis üyeleri, belediye meclis üyeleri sendika, oda ve borsa başkanlarının seçileceğine inanıyorum.
Düşünsenize bir partinin, sendikanın, odanın, borsanın genel başkanını Ankara’da 5 yıldızlı otellerde ağırlanan delegeler belirliyor.
Bu delegelerden kaç tanesi kendilerini bu otellerde ağırlayan o dönemdeki parti genel başkanı, sendika başkanı, oda ve borsa başkanın karşısındaki adaya oy verebilir. Çünkü onları orada ağırlayan görevde olan bu insanlardır.
Umarım bu yazım birilerinin dikkatini çeker ve önerdiğim bu sistem Türkiye’de uygulanır. Bunun için de gelişmeleri bekleyip göreceğiz.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)