DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve DİSK Genel İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan, geçen Cumartesi günü, Keşan’da gazetecilere yaptıkları açıklamada, 8 aya kadar kiralık işçi çalıştırmayı sağlayan yasayla ilgili eleştirilerde bulundu.
Keşan’da bir düğün cemiyetine katılan DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve DİSK Genel İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan, konakladıkları Çetin Butik Hotel’de, geçen Cumartesi günü gazetecilerin sorularını yanıtladı. Toplantıya, Beko ve Çalışkan’ın yanı sıra DİSK Genel İş Mali İşler Daire Başkanı Çetin Çalışkan, DİSK Genel İş Trakya Şube Başkanı ve Trakya Bölge Temsilcisi Salim Şen, Ankara, Sinop, Kocaeli ve Artvin şube başkanları katıldı.
BEKO: KİRALIK İŞÇİ KONUSUNDA ANAYASA MAHKEMESİ’NE BAŞVURDUK
İlk olarak konuşan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, kiralık işçi ve esnek çalışmaya ilişkin düzenlemelerin kısa süre önce TBMM’den geçtiğini hatırlatarak, “Bu küresel sermayenin dünya genelinde yaptığı bir çalışmadır. Özel istihdam büroları adı altında Türkiye’de de, yaklaşık 400’e yakın yerler bulunuyor. Ortaçağda köle pazarında köle satılırken, bugün istihdam büroları açılarak, işçi arkadaşlarımızı satacaklar. Kiralık işçi, bir işyerinde en fazla 8 ay çalışabilecek. Bu çalışanların sendikası, iş güvencesi ve kıdem tazminatı da olmayacak. İş güvenliği ve iş sağlığından da yararlanamayacak. Eğer biz bunu durduramazsak, kiralık işçilik yaygınlaşmaya başlayacak. Bunu durdurma adına, Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunuldu. Sendika olarak, bu konuda başvuru yapma hakkımız yok ancak CHP’yle birlikte bir rapor hazırladık ve Anayasa Mahkemesi’ne yürütmeyi durdurma yönünde başvuruda bulunduk. İnşallah adaletli şekilde davranır ve bu yasayı iptal eder.”
ANAYASAL SUÇ İŞLEDİLER
İşçi kiralamanın Anayasal bir suç olduğunu savunan Kani Beko, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kiralık işçilik yasasının çıkarılmasında AKP’li vekiller oy verdi. Ama bu arkadaşlarımız, Anayasal suç işlediklerini kendilerine yeniden hatırlatmak isterim. Kiralık işçi yasasıyla birlikte, işçiler istenmesi durumunda Pakistan’a, Afganistan’a, Almanya’ya ya da herhangi bir ülkeye götürme yetkisi veriliyor. Bu konun sıkıntılarını da önümüzdeki süreçte yaşayacağız.” dedi.
BİREYSEL EMEKLİLİK, ŞİLİ’DE HALKI SOKAĞA DÖKTÜ
Bireysel Emeklilik Sigortası ile ilgili de konuşan Beko, şunları söyledi: “Bireysel emekliliğin Ocak ayı itibariyle, yürürlüğe girmesi bekleniyor. Ancak dünyanın bazı yerlerinde uygulanan bu sistem nedeniyle, geçen ay Şili’de halk sokağa çıkarak tepkilerini dile getirdi. Halk, ‘biz asgari ücretin altında maaş alıyoruz, geçinemiyoruz.’ diyerek, sokaklara döküldüler. Bundan ötürü de, bireysel emeklilik fonuna üye olunmamasını istiyoruz. Anayasa’nın 60.maddesine göre, işçi istemediği takdirde bireysel emeklilik fonuna para kesilemez. Önümüzdeki süreçte, kıdem tazminatı, bireysel emeklilik ve 657 sayılı yasayı hükümet gündeme getirecek. Türkiye’de geçmiş yıllarda fakir fukara fonunun kuruldu ancak, bu fonunun akıbetini kimse bilmiyor. 1987 yılında dönemin başbakanı, ‘işçiler tasarruf yapamıyor, tasarrufu biz yapacağız.’ dedi. DİSK olarak, kurulduğumuz dönemde, buralarda biriken paralarımızı istedik ancak, fonda 5 kuruş paranın olmadığı dile getirildi. Bu sorun sadece DİSK’in değil; tüm sendikaların sorunudur. Dolayısıyla, kıdem tazminatlarımızı leş kargalarına yedirmek istemiyorsak, 15 milyon sigortalı işçinin yan yana mücadele etmesi gerekiyor. Benzer durumlar yeniden yaşanmaması için mücadelemize devam edeceğiz.”
PARANIZ VARSA İYİ BİR EĞİTİM VE İYİ BİR SAĞLIK HİZMETİ ALIYORSUNUZ
Kani Beko, taşeron işçiliğe ve IMF ile Dünya Bankası’ndan alınan krediye değinerek, “Türkiye’de taşeron işçilik uygulandığı günden bu yana, işçi kazaları ve iş cinayetlerinde Avrupa’da birinci olurken, dünyada üçüncü olduk. Taşeron işçi konusunda, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’yla yapılan üçlü danışma kurulunda görüştüğümüzde, kadro vereceklerini dile getirdi. Seçim döneminde de, bu konuda söz verdi. Ancak, daha sonra yeni bir hükümet kuruldu ve yeni hükümette yer alan bakana konuyu sorduğumda ise ‘biz kesinlikle taşeron işçiye kadro vermeyeceğiz.’ dedi. AKP, 2004 yılında IMF ve Dünya Bankası’ndan 3.4 milyar dolar şartlı bir kredi aldı. Bu da Türkiye’deki eğitimin ve sağlığın özelleştirilmesiydi. Özelleştirmenin olmaması adına yürüyüşler yaptık ancak başarılı olunamadı. Bugüne gelindiğinde ise paranız varsa iyi bir eğitim ve iyi bir sağlık hizmeti alıyorsunuz. 2011-2012 yılında ise 6.8 milyar dolar yine şartlı kredi alındı. 2023 yılına kadar ulusal istihdam strateji programını uygulayamaya konulacak. Bu çerçevede kıdem tazminatları fona devri, özel istihdam büroları, esnek çalışma ve kadınların evden çalışması gündeme getirildi. Yabancı sermaye ülkede yatırım yapacaklarını ancak, ayrılırken işçilerin kıdem tazminatlarını veremeyeceklerini dile getiriyor. Bu şartlar yerine getirilmesi durumunda yatırım yapacaklarını dile getiriyor.” diye konuştu.
ÇALIŞKAN: KAZANILMIŞ HAKLAR GERİ ALINIYOR
DİSK Genel İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan ise tüm taşeron işçilere kadro istediklerini belirterek, şunları kayıt düştü: “Biz, sadece kendi iş kolumuza değil, tüm taşeronlara kadro istiyoruz. Bu çalışan işçiler, ülkenin ihtiyaçlarını karşılıyor. Bunun yanı sıra; esnek çalışma diye bir söylemde dile getirilmeye başlandı. Ancak, insan emeğine karşı yapılan bir saldırı var. İşçinin kazanılmış hakkını elinden bir bir alınmaya çalışılıyor. Bunların iyi görülmesi ve anlaşılması lazım. Biz, emek mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz.”
Genel başkanlar ve şube başkanları, daha sonra Keşan’dan ayrıldı.
www.medyakesan.com.tr
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)