Güncel Manşet Spor

İSOFF Challenge 2012 – bir yarış melezi

İSOFF Challenge 2012 – bir yarış melezi

İSOFF Challenge 2012 – bir yarış melezi

 

Haber-Fotoğraflar: Ümit POLATCAN

 

Melezler hakkında çok şey söylenir. En çok bilineni melezlerin çekici oldukları ve iki farklı geçmişin en güzel taraflarını aldıklarıdır.

 

İşte İSOFF Challenge fikri bu düşünceden çıktı.

  

İki farklı yarış türünü aldık ve eşleştirdik. İzleyenlere geçilmesi olanaksız görünen uçuk kaçık doğal engellerle kaplı parkurları ve birbirinden ilgi çekici araçları ile off-road yarışları ve tüm araçların aynı anda start alıp delice bir hız ve rekabetle izleyicilerin yüreğini ağzına getirdiği Formula yarışları. Bu iki yarış türünü melezledik, ortaya İSOFF Challenge çıktı.

 

İSOFF Challenge’de tüm melezler gibi en güzel, en heyecanlı, en çekici şeyler bir araya geldi. Parkur üzerinde yürünemeyecek kadar zorluydu, ama yarış temposu hızlıydı. Birbirini geçmeye, tur bindirmeye uğraşan araçları, tüm mücadeleyi aynı anda görebiliyordunuz ama tek bir ekibi, o ekibin her engeli nasıl aştığını –ya da aşamadığını- da takip edebiliyordunuz. Her araç önünüzden geçerken –giderek daha çamurlu, sağı solu vurmaktan ya da attığı taklalardan parçalanmış ama inatla yürüyen araçlar-  pilot ve co-pilotun yüzlerindeki ifadeyi yakından görebiliyor, uzaktan araçlar takla attığında ya da dönemeçlerin birinde havalanıp, bir sonrakinde şık bir hareketle rakibini geçtiğinde hep birlikte alkışlayabiliyordunuz. Lunaparka gitmek gibi bir şeydi. Tamam, araçlardaki siz değil başkalarıydı, ama heyecan hemen burnunuzun dibindeydi. Hiçbir yarışta bu kadar farklı keyfi, bu kadar yakından alma şansınız yoktu. Eğlenceliydi, yüksek tempoluydu, renkliydi, çok hareketliydi… Üstelik etrafı yüksek bir plato ile çevrelenmiş doğal bir arena olan parkur, sanki özellikle seyirciler için yaratılmıştı. Seyircilerin tek yapması gereken bu arenanın kenarlarına toplanıp heyecan içinde yarışı izlemek, tuttukları ekip burunlarının dibinden tozu dumana katarak geçerken delice tezahüratlarla desteklemekti. Öyle de yaptılar.

 

21 Ekim 2012 Pazar günü, 3 ayaktan oluşan İSOFF Challenge’in ikinci ayağını izlemek üzere Kemerburgaz’da sabahtan toplanmaya başlayan binlerce seyirci, masa ve sandalyelerini arenanın kenarlarına yerleştirdiler. Fırsat varken büfelerden köfteli sandviç alanlar ya da piknik masalarının eksiklerini tamamlamak için Kemerburgaz’a bir gidip gelenler de oldu. Yarışın destekçilerinden BEST FM, hareketli müziklerle heyecanı ayakta tutuyor, ara ara yapılan anonslar seyircilere yarışla ilgili bilgiler veriliyordu. Yarışseverler sıralama turları başlayana dek yarış araçlarını inceleyip, kim geçen yarıştan bu yana ne yapmış, tuttukları ekiplerin moral ve kondisyonları nasılmış gibi konularda meraklarını giderdiler.

 

İsterseniz onların öğrendiklerini size de aktaralım. Yarışa 22 ekip katılıyordu. Bu ekiplerden dördünün pilotları ve co-pilotları arasında çok yakın bir ilişki vardı. Baba –oğul katılmışlardı. S1’de 6 araç, S2’de 4 araç, S3’de ise 12 araç yarışıyordu. Suzuki’ler ağırlıktaydı. 6 Grand Vitara, 3 Vitara bir de Jimny vardı. Ardından 2 Range Rover, 1 Land Rover bir de Defendar geliyordu. Jeep markasını 3 Cherokee temsil ediyordu (gerçi birinin Cherokee olduğunu iddia etmek için birkaç tanık gerekebilirdi). İki CJ de eski toprak Jeep’lerin adına gururla start yerindeydiler. Mitsubishi’yi bir Pajero temsil ediyordu. Bir de Nissan vardı.

 

Yarış 12.00’de Sıralama turları ile başladı. Turların sonunda en iyi dereceyi 2.30,7 ile, Buggy’le yarışa katılan Can – İlyas Tahincioğlu yaptı. Onu Cherokee olduğunu iddia ettiği aracı ile Kubilay Tüfekçi ve Bülent Kaya ve Suzuki G. Vitaraları ile Hürriyet Grit – Hüseyin Afşar izledi. Start’da en önde dizilecek araçlar belli olmuştu.

 

15.00’de yapılan anonslar ile start zamanının yaklaştığı ilan edildi. Herkes startın en iyi görüneceği tepeye doğru koşturdu. 0 ve 00 araçların etabı geçmesinin ardından heyecanlı bekleyiş başladı, güçlü motor sesleri giderek artmaya başladı, ışıkların kırmızıdan yeşile dönüşü ile birlikte 22 araç aynı anda etapta en iyi yeri kapmak için ileri atıldı. Tüm yarışçıların tek bir dalga halinde ilk dönemeci alması ve ilk dik rampaya saldırması gerçekten etkileyici bir görüntüydü.

 

Yarış 20 tur sürdü. İlk başlarda öne çıkan birçok isim, ilerleyen turlarda araçlarının farklı nedenlerle son nefeslerini vermeleri yüzünden yarış dışı kaldılar. Seyircilerin “daha hızlı, daha yüksek, daha yakın” çığlıkları ile dişleri uzayan bir çok ekibin araçı takla atıp, düzelip, tekrar takla atıp sonunda pes edip küskün küskün etap kenarında hareketsiz kaldı; başka yarışçılarla çarpışan otolar misali itişip durması sonucu darmaduman oldu; her rampada kuş misali uçup sonra fil misali yere konması sonucu dağıldı. Yine de yarışın son turlarında hala hareket halinde olan, hatta diğer yarışçılarla yılmadan mücadele eden bazı araçların görüntüsü insanda mucizelerin varlığı konusunda kanaat oluşmasına yol açıyordu, çünkü her cıvatasından ayrı ses gelen, kaportası yamulmuş, lastikleri parçalanmış bu metal parçalarının, bırakın yarışa devam etmesini, yürümesini bile beklemek delilik gibi görünüyordu. Ama görünen o ki bazı araçlar pilot ve co-pilotun inadı ve inancı ile hareket ediyordu.

 

Yarışın ortalarında diğer bir çok “normal” yoldan çıkmaların, ufak taklaların dışında yarışın durmasına yol açan bir kaza meydana geldi. İnci Akü Off-Road Team adına yarışan Ahmet Tınkır – Fatih Aydın’in CJ8‘i takla attı, kazada Ahmet Tınkır’ın parmağı roll-cage’in arasına sıkıştı. Hemen ambulans tarafından hastaneye götürülen Tınkır’ın ardından, parkur toparlanıp, ambulans tekrar yerine geçinceye kadar yarışa ara verildi. Sonrasında yarış aynı tempo ile kaldığı yerden devam etti.

 

Sonunda 22 araç ile başlayan bu büyük mücadeleyi ancak 13 araç tamamlayabildi. 20 turu 2.11.36’lık derecesiyle ilk tamamlayan Can Tahincioğlu ve oğlu İlyas Tahincioğlu Buggy’leri ile damalı bayrağı göğüsleyip yarışın birincisi olurken onu iki Suzuki G. Vitara takip etti.  Ali Doğaner-Baybars Öztürk ve baba oğul yarışan bir diğer ikili Güneş Top-Gökhan Güneş. Genel Klasmanda ve Sınıflarda ilk üç sırayı paylaşan ekiplere kupaları yarış yerinde düzenlenen törenle verildi.

  

İlk iki yarışın ardından topladıkları puanlara göre ilk üç sırayı paylaşan ekiplerse, 37 puanla Ali Doğaner – Baybars Öztürk, 25 puanla Kaan Sayın – Okan Sayın ve 22 puanla Serdar Uludağ – Ataer Ekener oldu. 18 Kasım Pazar günü koşulacak 3. ve son ayağın ardından 2012 İSOFF Challenge Şampiyonu belli olacak.

 

Ama Şampiyon kim olursa olsun kesin olan bir şey var. Yarışçılar da seyirciler de çok eğlenecekler.

 

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL